Bir genç bir zamanlar mutluluğun sırlarını öğrenmek istemiş.
Bir bilge aramış. Sormuş, soruşturmuş falanca kişidir demişler. Ayrıca kırk günlük mesafedeki bir köşkte yaşadığını da öğrenmiş.
Üşenmemiş, yola çıkmış ve bilgeyi bulmuş.
Bilge, onu bir güzel ziyafetle ağırlamış, isteğini sormuş:
'Mutluluğun sırrı” demiş delikanlı ” bana bunu öğret.”
Bilge bu sırrı vermeyi kabul etmiş.
Delikanlının eline bir kaşık vermiş, iki damla sıvı yağı da kaşığın içine koymuş.
“Köşkümü bir güzel gezeceksin ancak bu yağı dökmeyeceksin” demiş.
Delikanlı sarayı geziyormuş ama gözü devamlı kaşıktaymış. Dönmüş gelmiş. Bilge sormuş.
“Salondaki Acem halılarını gördün mü, kütüphanedeki şömineyi fark ettin mi, bahçedeki gülleri gördün mü?” şeklinde bir yığın ayrıntı sormuş. Utanan delikanlı, hiçbir şey görmediğini itiraf etmiş. Çünkü sadece yağa bakıyormuş.
Pandemiden dolayı küçük esnafın yaşadığı sıkıntıları hepimiz biliyoruz.
Dükkanları kapandı, evlerine ekmek götüremez hale geldiler.
Bu süreç en çok kahvehane, cafe, berber, kuaför işletmecilerini etkiledi.
Bazı esnaflar izinli işyerini açmak istedi, Esnaf odası yanlarında yoktu.
Bazı esnaflar ceza yedi, yanlarında Esnaf odası yine yoktu.
Kahveciler işyerini açamazken, telefoncular bile çay satmaya başladı, müdahale eden olmadı.
Demirciler, çiftçilerin ziraat aletlerini tamir etmek istedi, izin alamadı yanlarında yine Esnaf odası yoktu.
Fırıncılar Belediye Başkanı İle görüşmeye gitti, toplantıda ağzını açmadın, yanlarında yine Esnaf odası yoktu.
Sanayi esnafı hırsızlıktan dolayı kamera sistemi istedi para yok diyerek, yapılmadı Kredi Kefalet Kooperatifi yaptı.
Esnafın dükkanı yandı koşmadınız, esnafın dükkanına sel bastı koşmadınız.
Ak Parti İlçe Başkanı Esnaf Odası Başkanını da yanına alarak Kaymakamı ziyaret eder; Ziyarette, kahveci esnafının sorunları aktarılarak çözüm yöntemi konuşulur, vay efendim o yapmadı bu yaptı der.
Ramazan paketi dağıtırsın, Aydın’dan alırsın, kahve dağıtırsın Belediyenin çantasında dağıtırsın, fiyat listesi bastırırsın İncirliova’da yaptırırsın.
Yani kısaca, Koçarlının en büyük sivil toplum kuruluşu olan Esnaf odası hiçbir zaman esnafının yanında olmadı.
Keseri hep kendinize yonttunuz.
Ne yaptınız?
Genel Sekreterinizin eşini Belediyede işe aldırdınız.
Oda memurunuz ile dünür oldunuz.
Oğlunuzu sulama birliğine yerleştirmişiniz.
Bir tane gariban esnafın çocuğuna faydanız mı oldu?
KYK Yurdu ile ilgili ağzınızı açmamış bir insansınız.
Seçim zamanı gelince, oda personeline mağdur edebiyatı yaparak tek tek üyeleri aratıp, filanca kazanırsa bizi işten çıkaracaklar diye aratan Başkansın. (Bırakın bu söylemleri. İnsanlar yemiyor artık)
Siz, artık oda menfaatlerini değil de kendi menfaatlerini güden bir başkansınız.
Bu kadar saydığım sıkıntıda esnafın yanında olmamışsınız, kalkmışsınız seçim var diye tanesini 65 TL + KDV ile 1000 adet yelek bastırıp, dağıtıyorsunuz.
Madem bu odanın parası vardı, pandemide kapanan esnafa niye maddi destek de bulunmadınız.
Madem bu odanın parası vardı, günlerce işyerlerini açmayan kahvecilerin ruhsat paralarını neden ödemediniz.
Madem bu odanın parası vardı, kapanan esnafa paket yardımı niye yapmadınız?
Madem bu odanın parası vardı, hırsızlıktan gına gelen sanayi esnafına neden bir kamera sistemi kurdurmadınız?
Madem bu odanın parası vardı, zor günler geçiren esnafın borcundan 100’er TL niye silmediniz.
Madem bu odanın parası vardı, esnafın dükkanı yandığın da, sel bastığında niye koşmadınız.
Şimdi seçim var diye, tek tek esnafları dolaşıp yelek dağıtıyorsunuz.
Esnafın, zor gününde bir abiye, bir kardeşe, bir babaya, bir başkana ihtiyacı vardı.
Şimdi esnafa şirin görünmek için yelek dağıtıyorsunuz.
Senin de gözün koltuktaymış, esnafın sıkıntılarında değil.