İktidar “Nas” suresi diye diye merkez bankasının politika faizini% 19’dan her defasında bir puan indirerek % 14’e indirdi. Her defasında döviz fiyatları hızla yükseldi. İktidar ekonomi bilmese bile yaptığı bu yanlışı göremedi mi acaba?
Siz olsaydınız ekonomiyi AKP iktidarı gibi yönetir miydiniz? “Hayır” diyorsanız AKP iktidarı sizin kadar ekonomi bilmiyor mu? O zaman ne işleri var devletin başında?
Bir insan haddini, hesabını bilmezse başına “Pişmiş tavuğun başına gelenler” gelir. Eğer bu kişi bir ülkede iktidar ise pişmiş tavuğun başına gelenler ülkenin ve milletin başına gelmez mi?
İktidarın görevi devletin bütçesini, gelir gider dengesine göre yönetmek midir? Yoksa har vurup harman savurmak mıdır?
Saraylar, evler, yollar, köprüler, ihtiyaç kadar yapılır. İhtiyaç dışı fazlaharcama yapılırsa ekonomi ne olur?
Cumhurbaşkanına Atatürk ve sonra gelen cumhurbaşkanlarını oturduğu Çankaya köşkü yetmemiş mi?
Bin yüz odalı olduğu söylenen Beştepe sarayı arkasından Malazgirt’te bir saray, arkasından yazlık saray millete çok mu lazımmış?
“İtibardan tasarruf olmazmış” Osmanlı saraylarla ne itibar kazanmış? Sizce itibar, saraylarla mı, yoksa demokrasi, hak ve özgürlükler milli gelir, sanayi ve teknoloji, kalkınma, üretim, dış ticaret dengesi ile mi kazanılır?
Osmanlı saraylar yapıp, dışarıya borçlanarak devletin gelir kaynaklarını alacaklılarının kurduğu “Düyunu Umumiye” teslim ederek akıbeti ne olmuştur?
Cumhurbaşkanına bir adet, hadi diyelim ki iki adet uçak yetmemiş mi?O kadar uçak ne işe yarıyor?
Bu giderleri devletin cumhuriyet döneminde yaptığı tüm fabrikaları, limanları, ticarethaneleri, gayrimenkulleri satarak karşılarsanız, denizin suyu bitince ne olur? Değirmenin suyu bitince değirmen ne olur?
Cumhurbaşkanlığı saraylarının bir de bakım ve yönetim giderleri yok mu? Uçakların pilotları servisleri yok mu? Bunlara hizmet edenler yok mu? Acaba saray ve uçak personelinizin sayısı nedir? Acaba bu sebepten mi cumhurbaşkanlığı bütçesine konan para bitiveriyor?
Har vurup harman savurursanız “Devletin malı deniz” derseniz, bir gün o deniz de kurumaz mı?
Devlet bütçesindeki gelir gider dengelerini bozan aşırı harcamaların sonucu yüksek enflasyon ve ekonominin iflası değil midir?
Sanki define bulmuş gibi devletin paralarını dış ülkelerde cami, külliye yaptırırsak hatta o ülkelere para yardımları yaparak, dünyanın en hayırsever ülkesi (ABD’den bile hızlı) olmaya kalkarsanız bir gün o deniz de bitmez m?
Bir örnek daha dünyanın en büyük havaalanlarından birisi olan Atatürk hava alanını iptal edip, İstanbul havaalanını yaparsanız, bu israf değil midir? Acaba iktidarın parası mı pek çoktu, yoksa Atatürk ismini havaalanından silip kuma gömmek mi istediler?
Devletten iki-üç-beş makam ve buna bağlı olarak maaş ve hak-huzur alan bürokratlar varmış. Kamu görevine atanan bir bürokrat, aklını, vaktini, mesaisini o işe verip devlete hizmet etmelidir. O işi, başarılı ve verimli şekilde yönetecek ki, aldığı maaş ve hak-huzuru hak etmelidir.
Acaba iktidarın birden fazla iş verdiği bürokratlar süper akıllı mı, uyumuyor, yirmi dört saat çalışıyorlar mı, bulunmaz bursa kumaşları mı?
Acaba iktidarın güvendiği başka yandaş bürokrat yok mu? Acaba cumhurbaşkanı maaşından daha çok maaş alan bu bürokratlar aldıkları paraları nereye koyuyorlar? Ceplerine indirip zengin mi oluyorlar, yoksa iktidarın arka bahçesi vakıflara veya AKP’ye mi aktarıyorlar?
Enflasyonda en kötü ülkeler içinde altıncı sıradaysak bunu dış güçler mi yaptılar?
Eskiden her bakanlığın bir Müsteşarı genel müdürleri, müdürleri ve onların altında memurları olurdu. Şimdi her bakanın birçok yardımcıları oluyor. Hele cumhurbaşkanının danışmanlarının sayısı cumhurbaşkanlığı uçak sayısından daha fazla imiş.
Bunların sorumlu oldukları belli bir işleri var mı? Bunlar meclisten uzaklaştırılan eski AKP milletvekilleri mi?
Niçin maaşa bağlanıp iktidarın yanında tutuluyorlar? Başka partilere kaymasınlar diye mi? AKP iktidarı ile çatışan beyanlarda bulunmasınlar diye mi?
Ancak Bülent Arınç, tek durmadı? İki de bir kendi düşüncelerini ifade etti. Bu sözleri ile AKP iktidarı ile ters düştü. Danışmanlıktan uzaklaştırıldı.
Öyle ya, madem ki AKP’nin sunduğu mamayı yiyorsun, uslu duracaksın. Uslu durmazsan kıçını tekmeyi yer, kovulursun.
Acaba öteki danışman ve bakan yardımcıları çok mu uslu duruyorlar?
Ekonomi yönetimi dünya işi mi, ahiret işi midir? Ülke ekonomisini inançlara göre mi yoksa bilime göre mi yönetmek gerekir?
Merkez bankasının politika faizi “Nas” suresine göre mi, yoksa enflasyona göre mi ayarlanır?
Ekonomide gelişmiş ülkeler bu seviyeye “Nas” suresiyle mi, yoksa ilim, teknoloji ve ekonomiyle mi geldiler?
Osmanlı’yı batıran medrese eğitimini sürdürüp, müspet ilim eğitiminde geri kalması değil midir?
AKP iktidarından önce Türkiye dünyanın 20 büyük ekonomisinden birisi olmuştu. Ülke “Nas” suresine göre yönetilerek mi oldu dersiniz?
Banka faizleri enflasyonun bir iki puan üzerinde olmaz ise, tasarruf sahipleri paralarını, bankalara TL olarak mı, döviz olarak mı yatırırlar?
Serbest piyasa ekonomisinde vatandaş dövize yönelirse döviz fiyatları hoplayıp, zıplamaz mı?
Vatandaşların TL mevduatlarına, kur garantisi verilirse vatandaşlar, ekonomiyi “Nas” suresiyle yönetmeye kalkan bu iktidara güvenir mi?
TL mevduatlarına döviz fiyatlarındaki artış garantisi verirseniz, banka faizi ile döviz fiyatlarındaki yükseliş arasındaki farkı kim karşılayacak? Devletin bütçesi açık vermez mi? Merkez bankası para basmak zorunda kalmaz mı? Piyasaya aşırı para sürüldüğünde enflasyon hortlamaz mı?
Tek adam rejimi merkez bankasını ekonomi bilimine göre yöneten genel müdürlerini “Bunlar söz tutmuyorlar” diye dört defa değiştirirse ekonomiye güven kalır mı?
Ekonominin başına bu işin eğitimini almış birini değil de, iktidarın sözünden çıkmayacak yeni şafak gazetesi yazarı bir yandaşını koyarsan merkez bankasına güven kalır mı?
İki de bir TÜİK yöneticilerini değiştirirsen, TÜİK’in enflasyon rakamlarına güven kalır mı?
Yani sizin anlayacağınız bu zihniyet, bu akıl, bu bilgi, bu sorumluluk duygusu ile buraya kadarmış. Deniz bitti. Güle güle AKP.
Hoş geldin Muhalefet. Bir de seni deneyelim bakalım. Sakın sende milletin inançlarını, duygularını, yalan-yanlış düşüncelerini sömürerek ülkeyi yönetmeye kalkma. Babanın malı gibi har vurup harman savurma. “Devletin malı deniz. Yemeyen omuz” deme. Tüyü bitmedik yetimin hakkını “Cukka” yapmaya kalkma. Akıllı ol,çağdaş ol, müspet ilimden yana olun. Gelişmiş ülkeler nasıl yönetiliyor, bir bak. Onlardan ders alıp, ülkeyi ona göre yönet.