Ne Yapalım Kader Böyleymiş

                   “Kendim ettim, kendim buldum, gül gibi sarardım, soldum, eyvah eyvahdiye bir şarkı vardır. Gerçekten bir insanın kendine yaptığı iyiliği de, kötülüğü de kimse yapamaz. Her insanın en değerli dostu da, en kötü düşmanı da kendisidir. Yani her insanın hayattaki başarılarının, rahat ve huzurunun kaynağı ön önce kendidir. Ender olarak başkalarından veya kötü tesadüflerden, bazen de doğa olaylarından zarar görebiliriz. Bunların hepsi kendimize yaptığımız iyilik  ve  kötülükler yanında hiç kalır.

 

                      Buna insanın yedi göbek soyundan aldığı genetik özelliklerin, ailesinden aldığı terbiyenin, eğitimden aldığı bilginin, yaşadığı olayların ve tecrübelerin de etkisi ve katkısı vardır. Ancak bu katkıları en doğru yolda ve en iyi uygulamak insanın kendi elindedir.

 

                       İnsana iyilik ve kötülüklerin kaynakları nelerdir? 

                     Birisi akıldır, birisi iradedir, birisi beden gücüdür, birisi enerjidir, birisi sabırdır, birisi gayrettir. Aklınızı iyi ve doğru mu, yoksa kötü yolda mı kullanıyorsunuz? İradeniz güçlü mü, zayıf mı? Bedeniniz sağlıklı mı, narin mi? Çalışkan mısınız, tembel misiniz? Sabırlı mısınız, sabırsız mısınız? Hırslı, gayretli ve aktif misiniz, yoksa yaylan ve pasif misiniz? İyi huylu olup, kendinize, çevrenize ve doğaya iyimser bakar ve iyilik mi yaparsınız, yoksa kötü bakar, kötülük mü yaparsınız?

 

                       Mesela atalarımız , “Öfke baldan tatlıdır. Öfke ile kalkan zarar ile oturur. Sabreden derviş muradına erermiş. Sabır ile koruk helva olur” demişler. Birisine kızdınız diyelim. Küfrettiniz, karşılığında küfür yediniz. Tehdit ettiniz, o da sizi tehdit etti. Yumruk attınız yumruk, tekme attınız tekme yediniz. Bir de karakolluk, mahkemelik oldunuz. Ananınızın babanızın adını sorgulattınız. Üstelik bir de düşman kazandınız.

 

                         Siz aptal mısınız? Karşınızdaki insanın kızdığını, sabrının tükenmek üzere olduğunu görmüyor ve anlamıyor musunuz? “Haklısın, doğru söylüyorsun” deyip oradan uzaklaşıvermek çok mu zor? Ancak ondan sonra o kişiyle mesafenizi iyi ayarlar, biraz uzak durursunuz.

 

                              Hele, bıçaklı, tabancalı kavga edecek siz nesiniz? Bu kadar geri zekâlı, bu kadar aptal mısınız? Bu dünyanızı da, öbür dünyanızı karartacak siz kendiniziniz düşmanı mısınız?

 

                        Akıl: İnsanlar yedi göbek soyuna çekermiş ya. Aynı anne-babadan olan kardeşler bile, her konuda olduğu gibi akıl yönünden den birbirlerinden farklı olabilirler. Ancak, herkesin az veya çok aklı vardır. Akıl, bizi hayvanlardan ayıran en başta gelen farktır. Akıl sayesinde bugün yaşadığımız teknoloji, huzur ve refahı yaşıyoruz. Eğer, Allah bize akıl vermese idi, hayvanlardan farkımız olur muydu? Biz de hayvanlar gibi doğa ile baş başa yaşar giderdik.

 

                        Aklımızı iyi kullanmalıyız:

                        Hem de doğru yolda ve iyi kullanmalıyız. Doğru yol, ahlak yoludur. Ahlak, insanın önce kedisine, sonra başkalarına, sonra da doğaya iyi davranmaktır. Kendi aleyhine zararlı bir hareket yapmamasıdır. Kimseye sıkıntı, üzüntü vermemesidir. Kötülük yaparak zarar vermemesidir. Doğayı bozmaması,  kirletmemesidir.  Hayvanlara zarar vermemesidir.

 

                     Aklımızı iyi ve doğru yolda kullanmak ne kadar kolay, ne kadar güzel, bize ne kadar faydalı değil mi?    Bunlara dikkat etmiyorsanız, siz ilkel, medeniyetsiz, aptal veya ahlaksız bir insansınız.

 

                         Mesela, kimisi yer içer, çöpünü rastgele fırlatır atar. Hatta şişeyi yere çarpıp parçalar. Bazısı çöpünü götürüp çöpe atar. Hatta yerlerde gözüne çarpan çöpleri alır, çöpe atıverir. O sokak, o cadde, o meydan, o park sizin babanızın malı mı? Toplumun ortak malıdır. Eğer sizde biraz akıl, insan sevgisi ve saygısı varsa çevreyi kirletmez ve bozmazsınız.

 

                        Milletler de insanlardan meydana gelir. Nasıl insanlar en büyük iyiliği de, kötülüğü de kendilerine yaparlarsa, milletler de ne ederse kendine ederler. Eskiden milletlerin ve devletlerin başında bulunan hükümdarlara bu makam atalarından gelirdi. Son yüzyıl içinde akıllı, vicdanlı ve ahlak sahibi fikir ve siyaset adamları sayesinde demokrasi, insan hak ve özgürlükleri tavan yapmıştır. Keza milletler kendi yöneten devlet başkanlarını v meclislerini kendileri seçer olmuşlardır.

 

                           Eğer milletler akıllı, tutarlı, tecrübeli, bilgili, iyi huy ve ahlak sahibi, milletine ve devletine karşı sorumluluk duygusu politikacıları seçerlerse, iyi bir anne- babanın evladı gibi rahat ve huzur içerisinde yaşarlar. Aksi takdirde yazının başındaki “Kendim ettim, kendim buldum” şarkısını söylerler.

 

                           İnşallah AKP iktidarı geçmişte yaptığı büyük hatalardan dersini almış tır. İnşallah onları tekrarlamaz. Zaten ben bundan sonraki yazılarımda AKP iktidarına sürekli nasihat, tavsiye ve telkinlerde bulunmaya karar verdim. Belki anlarlar. Böylece ben de, milletime, devletime, ümmetime karınca kadarınca katkıda bulunmuş olurum.