AKP neydi, ne oldu?: AKP “Milli görüş gömleğini çıkardık” diyerek, Ana Vatan partili, Adalet partili, Doğru Yol Partili, hatta CHP’li, akıllı, devlet tecrübesine sahip, siyaset adamları ile yola çıktı. Ağzı çok güzeldi. “Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele” diyordu.
Dinci değildiler. Hatta Papa’yı bile ziyaret ettiler. İsrail’den madalya aldılar. İspanya ile “Medeniyetler arası işbirliği örgütü” kurdular. Avrupa Birliği ile müzakereleri başlattık diye maytaplar patlatıp, şenlikler yaptılar.
O zamanlar da Deniz Baykal bunlar “Takiyyeyapıyorlar” demişti. Yani söz ve icraatlarında samimi değiller. Denizi geçene, yani seçmeni kandırana kadar “Aman dayıdiyorlar” demek istemişti. Bütün dünya AKP iktidarına sempati ile bakmaya başladı. Hatta dünya CHP’yi dışlıyordu. Ben de “Bunlar böyle giderse ben de oy veririm” diyordum. Çünkü benim ülkemi yönetenlerin kimliği benim için hiç önemli değil. Önemli olan onların niyet, zihniyet ve icraatlarıdır.
Demek ki dünyada tek avanak ben değilmişim. AKP iktidarı bütün dünyayı kandırmış. Ben ilk yıllarda AKP icraatlarını savunduğum için, sözlerimi işitenler, bugün AKP aleyhine konuştuğumda “SEN AKP’li değil misin, savunuyordun ya” diyorlar.
AKP birlikte yola çıktığı akıllı ve devlet tecrübesi olan yandaşlarının hepsini tasfiye etti. Yanında kalanlar ağzı güzel ve yağcı olanlardır. “Söz dinlemeyenler” bir bir siyasi ve idari makamlardan atıldılar.
AKP bugün ne oldu?:1950 öncesi ÇHP parti iktidarını eleştiriyoruz. O parti diktası döneminde iktidarın başbakanı, bakanları vardı. Şimdi ise başbakan yok, bakan yok, her şey tek adamın iki dudağının arasında. Tüm devlet kadroları reisin iki dudağı arasına girdi ve emir kulu oldular. Ötekiler iyi söz tutan emir kulları.
Cumhurbaşkanı anayasa göre yemin ederek görevi başladı. O yemin metninde “Tarafsız olma” sözü de vardı. AKP iktidarı bugün tarafsız olmak bir yana, muhalefete hakaret ve tehditler yağdırıyor. Acaba cumhurbaşkanı yaptığı yemini anlamadı mı, bilmiyor mu? Yoksa o yemini yaparken ayağını mı kaldırdı?
AKP iktidarının ağzına bakarsanız çok çok Müslümanlar. Ya Müslümanlığı bilmiyorlar veya işlerine gelmiyor. AKP iktidarının Müslüman ahlakı ile hiçbir alakası yoktur. Bütün dinlerin amacı ahlaktır. Büyüklerimiz ve hocalarımızdan duyduğumuz kadarıyla,”En büyük günah kul hakkı yemekmiş” Kul hakkının bugünkü karşılığı, hak-hukuk-adalet- insan hak ve özgürlükleridir. En değerli kul hakkı insan ömrü ve sağlığıdır.
AKP iktidarı ehliyet ve liyakatı dama attı. Ben 60 yıldan beri bunlar kadar partizan, bunlar kadar yandaş kayıran bir iktidar görmedim. Atamalarda ehliyet ve liyakat değil, yandaşlık ve yağcılık esasa alındı. Bu, hem kamu yönetiminde aksamalara yol açıyor, hem de ehliyet ve liyakatı ile o görevi hak edenlerin hakkıdır.
Kendi yandaşlarına 2-3-4 yerden maaş ödüyorlar. Herhalde kendi yandaşları bu kadar göreve yetişebildiğine göre Süpermen olmaları ve hiç uyumamaları gerekir. Çünkü ceplerine indirdikleri akçeler, tüyü bitmedik yetimin hakkı mıdır?
İtibardan tasarruf olmazmış: AKP iktidarı ekonominin kitabını yazmış. Ne yanlış bir kitap değil mi? Bütün dünya “Faiz, enflasyonun sonucudur” deyip, enflasyonu düşürmek için merkez bankası politika faizlerini yükseltirken, bizim iktidarımız “Nas” süresi diye diye indirdiler. Merkez bankası politika faizi her bir puan indiğinde enflasyon ve döviz fiyatları fırladı gitti. Yani iktidarımıza göre ekonomi, müspet ilmin işi değil “Nas” suresinin işiymiş.
AKP iktidarının anayasadaki laiklik kuralı, hatta İslam ahlakı ile hiçbir alakası yok. Onlar dini imanı makam-mevki ve rant aracı olarak kullanıyorlar. Yani çağdaşlıkla, müspet ilimle zaten alakaları yok.
İktidar itibardan tasarruf olmaz diyerek, şatafat ve ihtişama yöneldi. Krallar, imparatorlar ve şahlar bile bu kadar şaşaaa, bunlar kadar ihtişam ve gösteriş yapmamışlardı. Peki, bu neyle oluyor? Herhalde devletin ve milletin parasıyla oluyor. Mesela cumhurbaşkanına bir veya iki uçak yetmiyor mu?
Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay, Kıbrıs’a tarifeli uçak ile gidemez miydi? Özal uçak ve 26 araçlık konvoyla giderse, her şey çok daha güzel mi oluyor?
Cumhurbaşkanı devletimizin kurucusu, Atatürk’ü beğenmiyor. Beğense onun halefi olarak Çankaya köşkünde oturmaz mı? Zaten “İki sarhoş” diyerek Atatürk’ü horlamadılar mı? Bu sebepten Çankaya köşküne sığamadılar. Beştepe sarayını yaptılar. Özal’ın yazlık evi de yetmedi. Orayı da yazlık saraya dönüştürdüler. Bir de Malazgirt’te ve Van’da saray yaptırdılar.
AKP iktidarı “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen Fesli Kadir’in ziyaretine giden ve cenazesine katılanların partisidir. AKP dini-imanı, rant ve makam-mevki aracı olarak kullananların partisidir.
İskilipli Atıf, kurtuluş savaşı sırasında İstanbul’dan, Atatürk ve silah arkadaşlarına ateş püskürmüş. “İdamları vaciptir” diyen, İngiliz muhipler cemiyetinde görev alan, cumhuriyetten sonra da, Allah’ı, kitabı kullanıp halkı devrimlere karşı isyana teşvik eden ve bu son şecaatleri yüzünden İstiklal Mahkemesinde yargılanıp asılan bir kişidir.
AKP iktidarında devletin valisi, AKP milletvekili ve parti teşkilatı, bu, akıl, müspet ilim ve çağdaşlık düşmanı, padişahçı, halifeci, şeyhülislamcı, medreseci, millet
düşmanının cenazesibaşına onun ölüm yıl dönümünde anmak için gittiler. O vali Cumhuriyetin, devletin, milletin valisi olabilir mi?
AKP iktidarı domuz bağları ile yüzlerce insanı katleden , bir dinci ve ırkçı Hizbullah örgütünün uzantısı ve siyasi temsilcisi Hüda-Par’ı ittifak ortağı olarak kabul etti. Sadece 1500 oy alan Hüda-ar’dan ne umuyor acaba?
AKP iktidarı önce “ Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık” dedi. Bazı kurumların başınden TC’yi kaldırdı. Türküm, doğruyum, andını okullardan kaldırdı. Daha sonra da MHP’yi avlayıp tavlayabilmek için “Milli ve yerli” olup çıktı.
AKP tarikatlara, cemaatlara, tekke ve zaviyelere sempati ile bakan, hatta destek veren, akıldan, ilimden, çağdan uzak, düşüncelerin partisidir.
AKP iktidarında Feto cemaati orduya, yargıya ve emniyete çöreklendi. AKP iktidarı devletin askerlerini Feto ile omuz omuza verip Silivri ceza evlerine tıktılar.
Deniz Baykal Silivri davalarına avukat olmaktan bahsedince, AKP iktidarı, o davaların savcısı olmak istemedi mi?
AKP iktidarı ikinci defa yapılan belediye seçimlerineAbdullah Öcalan’ın “Qyunuzu AKP adayına verin,” emrini içeren mektubunu yandaş televizy6onlarda okutmadı mı?
Kırmızı bülten ile aranan Abdullah Öcalan’ı televizyona çıkarmadı mı?
Hüda-Par, HDP’den daha mı masum, daha mu insancıl. Seçmenin yüzde onu aşan vatandaşların oyu ile meclise giren meclis başkanı vekili olan, devletten yardım alan HDP ile temas kurup oyunu ve desteğini talep etmek Kılıçdaroğlu AKP’den daha mı günahkar, ve terstir.