AKILLI TARIM ÇİFTÇİYE NE KAZANDIRIR ?

TEKNOLOJİ Haber Girişi : 13 Ocak 2020 07:15
AKILLI TARIM ÇİFTÇİYE NE KAZANDIRIR ?
AKILLI TARIM ÇİFTÇİYE NE KAZANDIRIR ?


Tıkla

Akıllı Tarım’a dair merak edilenleri TABİT Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Yıldırım'a sorduk.  Akıllı tarımın bugününü ve geleceğini 10 soru başlığı ile değerlendirdik.


Akıllı tarım nedir?


Teknolojinin imkanlarını kullanarak nitelikli bilgiye ulaşmak böylece daha verimli, karlı ve çevreye duyarlı tarımsal üretim yapabilmek mümkün. Bu tarımsal üretim modeline Akıllı Tarım diyoruz. Günümüzde erken uyarı sistemlerinden toprak ve havanın ısısını, nemini ölçen sensörlere, üretimin her aşamasında kullanılan robotlara kadar pek çok alanda akıllı tarım teknolojileri yaygınlaşıyor. Nesnelerin İnterneti kavramı tarımda etkin biçimde değişiklik yaratıyor. Artık akıllı sistemlerle tarımsal üretimdeki riskleri minimize etmek mümkün. Doğru yaklaşımla daha az maliyet ile daha fazla ve kaliteli üretim yapılabiliyor.


Akıllı tarım uygulamaları nelerdir? Hangi teknolojiler kullanılıyor?


Akıllı tarım kavramında en çok karşımıza çıkan teknolojiler sensörler, uzaktan algılama drone ve uydu teknolojileri, yapay zeka, robot teknolojileri ile görüntü işleme teknolojileri. Sensörlerle toprağın ve havanın ısısını ölçebilmek, sulama ve ilaçlama gibi işlerde daha bilinçli ve kararında uygulama yapmayı sağlıyor. Lokal meteoroloji istasyonları ile bölgesel tahminlere ulaşılabiliyor. Böylece çiftçiler kendi bölgelerindeki hava şartlarına daha hakim olarak karar alabiliyorlar. Akıllı sulama sistemleri de yine hayatı kolaylaştıran ve su tasarrufu sağlayan teknolojilerden biri. Artık cep telefonundan bile kontrol edilebilen sistemler mevcut. Tarlaya gitme zahmetine ve masrafına katlanmadan çiftçiler bulundukları yerden tarlalarını sulama şansına sahipler. Uydu görüntü işleme sistemleri ile arazilerin verimliliğini ve bu verimliliği etkileyen faktörleri hiç araziye gitmeden tespit edebilmemiz mümkün oluyor. Görüntü işleme teknolojileri ile hastalık ve zararlıları çok kolayca tespit edebiliyoruz. Bunun yanında dronelar tarımsal üretimde tarlanın kontrollerinin yapılmasından ilaçlama ve gübreleme yapılmasına kadar birçok konuda çiftçilerin yardımcısı olabiliyor.


Tarımda teknolojinin kullanılması ne gibi avantajlar sağlar?


Tarım teknoloji ile birleşince giderlerin ve çevreye olumsuz etkilerin azalması çok büyük oranda kolaylaşıyor. Çiftçilik verimli ve kazançlı bir hale gelebiliyor. Ayrıca çiftçimizin yaşam kalitesi de yükseliyor. Günümüzde geleneksel yöntemlerle tarım yapmak çok zahmetli ve maalesef pek de karlı değil.  Teknoloji ile birlikte bilgiye de erişim sağlanıyor. Doğru ve zamanında karar alınabiliyor. Daha verimli kaynak kullanımı ile üretim yapılabiliyor. Bu da daha az su, ilaç, mazot ve gübre demek. Doğru zamanda doğru miktarda sulanan, ilaçlanan ve gübrelenen tarlalar ile daha kaliteli ve daha fazla ürün elde etmek demek.


Üretim ve hasat robotları da tarımsal üretimde yerini aldığında hem iş gücünden tasarruf edilecek hem de üretim aşamasındaki aksamaların önüne geçilebilecek.


Teknoloji verimliliği ne oranda artırabilir?


Yaptığımız çalışmalarda ölçümlediğimiz gelişim alanları şöyle; teknoloji tarımsal üretim maliyetlerinde % 20, hayvancılık maliyetlerinde % 22, tarımsal sulamada % 20 tasarruf, toplam gelirde % 10 -20 oranında artış sağlayabilir. Teknoloji kullanarak yaptığımız bazı üretimlerde verimin % 150 oranında arttığını da ölçtük. Tarım ve teknoloji bir araya geldiğinde çıkan sonuçlar çok daha başarılı oluyor.




Akıllı tarım teknolojilerini değerlendirirken maliyetlerimizin ve olumsuz çevre faktörlerinin önemli ölçüde azaltılacağını göz önüne almamız gerekiyor.

Örneğin hayvancılıkta geliştirilen teknolojilerle hayvanların süt verimlilikleri sürekli takip ediliyor. Hastalıklar hızlıca tespit edilerek önlem alınabiliyor. Hayvanların kızgınlık zamanlarının dölleme yapılmadan kaçırılması demek çiftçinin hayvanına yem verip süt alamaması demektir. 20 günde bir gelişen kızgınlık durumunu kaçıran çiftçi hayvanından verim almadan bu dönemde yaklaşık 300 TL’lik yem yedirir ve süt alamaz. Teknolojiler gelişmeden önce bir yılda 4-6 kez kızgınlıkların kaçıran çiftçilerimiz vardı. Buradaki kayıpların ne kadar yüksek olduğunu kolayca görebiliriz. Ayrıca hayvanın hastalığının da önceden tespit edilmesi hem hayvan için hem de üreticilerimiz için önemli bir konfor oluşturuyor.

Sizin tarım teknolojileri uygulamalarınız nelerdir?

Şirketimiz 14 yıldan bu yana tarımda nitelikli bilgi ve teknoloji yardımı ile karlılığı verimliliği ve buna bağlı olarak çiftçilerin yaşam kalitesini arttırmaya yönelik olarak çalışıyor. Aydın’da kurduğumuz kampüsümüzde çiftçi gibi yaşayarak, çiftçi gibi çalışarak, çiftçi gibi hissederek çiftçiler için teknoloji geliştirmeye odaklandık. Bu amaçlarla çiftçiler için hem fiyat hem kullanım kolaylığı açısından erişilebilir teknolojiler geliştiriyoruz. 2009 yılından bu yana çiftçilerimizin cep telefonlarına SMS ile meteorolojik uyarılar, hastalık ve zararlı tahminleri ile hal borsa fiyatları gibi birçok hayati bilgiyi gönderiyoruz.

 

Küçük çiftçilerin kullanımına uygun süt sağım teknolojini geliştirdik. Ortak sağım sisteminde sağılarak sütleri doğrudan soğuk zincire alınan hayvanların hastalık ve kızgınlıklarını ayrı ayrı tespit edip her çiftçiyi ayrı ayrı otomatik olarak bilgilendiriyoruz. Bu teknoloji büyük çiftliklerin kullandıkları bir teknolojiydi. Biz küçük çiftçilerin kullanımına uygun hale getirerek erişilebilir fiyatla teknolojiyi çiftçilerimizin kullanımına sunduk. Uzaktan algılama sistemleri ile toprağın nemini, sıcaklığını ve yaprak ıslaklığı gibi hastalık ve zararlıların oluşmasına zemin hazırlayan meteorolojik verileri alan cihazlar geliştirdik. Bunların en önemli özelliği alınan verilerin çiftçinin doğrudan işine yarayacak mesajlara dönüştürülerek çiftçilerimize gönderilmesi.

 

Sulama suyumuz tarım için çok önemli. Kuyularımızda ne kadar su kaldığını, depolarımızla entegre şekilde bir otomasyon sistemi ile kontrol ediyoruz. Suyu en fazla olan kuyudan başlamak üzere depolarımızı dolduruyoruz. Böylece kuyularımızı verimli şekilde kullanabiliyoruz. Gezen tavuklarımız için hazırlamış olduğumuz mobil kümesin tüm sıcaklık, nem ve zararlı gazlar ile ilgili verileri otomasyonlar üzerinden takip ediliyor. Hazırladığımız çiftçi karar destek sistemimiz tarladan aldığı verileri otomatik olarak işleyerek bitkinin gelişme durumuna uygun önerileri çiftçimizin cep telefonuna gönderebiliyor. Bunu her çiftçinin toprak su analizi ve arazisinin olduğu bölgeye uygun olarak yapabiliyoruz.

 

Hastalık ve zararlıların tespiti için kullanmayı planladığımız bir görüntü işleme yazılımı üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca hasat robotları konusunda da çalışmalarımız ve geliştirdiğimiz teknolojiler var. Bunlar da yaklaşık iki yıl içinde hayata geçebilecek durumda.

 

Çiftçi teknolojiye uyum sağlayabiliyor mu? Üreticiler için dijitalleşme süreci nasıl olmalı?

Çiftçiler teknolojiye hemen adapte olamayabiliyor. Duyarak değil görerek daha hızlı ikna olabiliyorlar. Biz çiftçilerin teknolojiyi alıp kullanması için önce bir örneğini görüp deneyimlemesi gerektiğine inanıyoruz. Son 14 yıldır Türkiye’nin hemen her köyünü ziyaret ettik, eğitimler verdik, çiftçilerle yüz yüze görüşmeler yaptık. Bu alanda en etkili yöntemin birebir deneme veya denenmiş bir örneği gözlemleme olduğunu gördük. Bu yüzden kendi çalışmalarımızı da bu stratejiye göre şekillendiriyoruz.

Türkiye’de tarım sektöründe dijitalleşme hızlandı mı? Ne boyutta?

Türkiye’de tarım sektörünün dijitalleşmesinin önündeki en büyük engellerin başında bu konuda karar verici olan yöneticilerin yaş ve eğitim durumu açısından dijitalleşmeye pek yakın olmaması ile ülkenin politikaları önceliklendirilirken tarımın savunma sanayii, sağlık ve ulaştırma sektörleri gibi sektörlerin çok arkasında önceliklendirmesi geliyor.

 

Tarımda dijitalleşme bugün yaşadığımız birçok problemin doğrudan çözüm noktasıdır ancak maalesef istenilen hızda ilerlemiyor. Sektörün tüm taraflarını teknolojiye hazırlamamız gerekiyor. Teknolojiyi kullanmasını istediğimiz çiftçinin yaş ortalamasının 54 olduğunu düşünürsek işimizin ne kadar zor olduğu ortaya çıkar. Ancak çiftçilerin verimliliklerini ve karlılıklarını arttıran yeniliklere çok hızlı adapte olduklarını bildiğimizden bu konuda inancımızı kaybetmedik. Tarımda dijitalleşme, Türkiye’nin ve dünyanın bugün yaşadığı birçok sorunun çözümünün odağında, bunu başarmalıyız.


 

Tarım alanında teknolojinin yaygınlaşması hangi maliyetleri ne şekilde düşürecek?

4.soruda yazdıklarımız buraya da uyarlanır.

Dijital tarımın öncü olduğu ülkeler hangileri? Türkiye bu sıralamada nerede bulunuyor?

Bugün tarımda gelişmiş tüm ülkeler dijital tarımı üretimlerinde aktif olarak kullanıyorlar. Dijital tarım tarımsal üretimin olmazsa olmazı olarak hayatımızda yerini almaya başladı. Çiftçi karar destek sistemlerinden, uzaktan algılama ve uydu teknolojilerine, üretim ve hasat robotlarına kadar birçok gelişme tarımsal üretimde hayatımıza girdi. Küresel ısınma, iş gücünün çiftçilik yapma isteğinin azalması ve köylerden kente göçün artması tüm dünyada artan nüfusun beslenmesinin önündeki en büyük engel. Tarım ürünlerinin üretimini ve açlığı dijital tarımın üretim alanında yer alması ile arttırabiliriz. 

 

Türkiye’de maalesef bu konu ile ilgili bir politika belirli değil. İyi niyetli bazı girişimciler ve farkındalığı olan büyük şirketlerin sosyal iş modelleri anlamında desteklemeleri var.

Biz çalışmalarımızda hem geliştirdiğimiz teknolojileri test ediyoruz hem de diğer teknoloji geliştiricilere know-how sağlıyoruz. Bizle birlikte birkaç şirket ve girişimci bu konularda çalışmalar yapıyor.  Yurt dışından teknoloji transferi ise büyük üretim yapan çiftçiler tarafından gerçekleştiriliyor. Hem fiyatları yüksek hem de dövizimiz yurt dışına gidiyor. Bu konuda inisiyatifi ele almalıyız


 

Türkiye bu alanda nasıl bir potansiyele sahip?

Dünyada 570 milyondan fazla çiftçi ailesi tarımsal üretim yapıyor. Bunlardan %90’ı tek kişi veya aileleri ile birlikte üretim yapıyorlar. Tüm dünyada küçük çiftçilerin teknolojiye erişimi çok düşük düzeyde. Şu anda dünyada geliştirilen teknolojileri kullanabilmek için uzmanlığa ihtiyaç var. Türkiye olarak bizim hızla uzmanlık gerektirmeden bilgi üretebilen sistemleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Türkiye’nin dinamizmi buna müsait. Türkiye’de çiftçimizin kadim bilgisini dijitalleştirebilirsek bu bilgiyi akademik bilgi ile bütünleştirerek nitelikli bilgi haline getirebiliriz. 

 

Türkiye’de üretilen teknolojilerin ülkemizde test edilerek 570 milyonluk küçük çitçi pazarına sunulabilmesi mümkün. Türkiye’yi kuluçka merkezi olarak konumlandırmamız gerekiyor. Ülkemizde çiftçiler kendilerine erişilebilir teknoloji sunabilirsek hem kendi üretimlerine katkı sağlarlar hem de fikirleri ile teknoloji geliştiricilere destek olurlar. Teknoloji geliştirirken çiftçiyi anlamak ve onlarla birlikte yaşamak gerekiyor. Biz kampüsümüzü Aydın Koçarlı’ya taşıyarak bunu yaptık.

 

Devletin bu alanda verdiği teşvik ve destekler neler?

Türkiye’de devletin çeşitli kurumlar üzerinden tarımsal teknolojilerin geliştirilmesine yönelik destekler var. Ancak geliştirilecek teknolojilerin kullanılması ile ilgili bir destek yok. Politika geliştiricilerin hızla tarım teknolojilerinin geleceği açısından sektörün tüm tarafları ile birlikte bir politika geliştirip tüm teşvik sistemini buna bağlı olarak gerçekleştirmesi gerekir. Bu yapılmazsa destek kurumlarına proje üreterek para almaya odaklı AR-GE firmaları ortaya çıkar milyarlarca lira bu konuda AR-GE yaptığını söyleyen firmalara aktarılır ancak gün sonunda ürün çıkmaz. Kurumların hızla bu konuda politika ve yöntem geliştirmesi gerekir.


 



Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.